4 Şubat 2019 Pazartesi

Dalyan Caretta Run 2018.. Bir Tekne Organizasyonu..

Hesapta olmadan gidilen ama tadı damağımızda kalan yarışlar listesine 1. sıradan giren Dalyan Caretta Run bu haftaki seyahatimiz. Gerçekten de yarışa 2 ay kala hiç hesapta yoktu. Whatsapp grubumuzda laf arasında konuşulurken "benim arabaya benzin atarsanız gideriz." geyiği 15 kişi servisle yola çıkılan bir maceraya dönüştü. Çok da güzel çok da keyifli oldu.



Pazartesi gününün 29 Ekim olmasını da fırsat bilerek Cuma gecesi yola çıktık. Adım Adım Florya ekibinden 14 kişilik bir grup artı Murat olarak Cumartesi sabahı Dalyan'a ulaştık. Gece biraz maceralı ve gergin geçse de sabah otele yerleşip dinlendikten sonra kendimize geldik. Biraz Dalyan'ı keşife çıktık. Daha önce Marmaris tarafından tekneyle iki defa kanallara gelmiştim. Caretta'larıyla ünlü İztuzu plajını da görmüştüm. Ama belde olarak Dalyan'a ilk gelişimdi bu seyahat. Doğası, havası, kanallarıyla ne kadar muhteşemse esnafı ve insanlarına o kadar ısınamadık. Ancak bu çok güzel 2,5 gün geçirdiğimiz gerçeğini değiştirmedi. 



Yavaş yavaş koşu hakkındaki hazırlık ve izlenimlerimize geçelim. Amsterdam Yarı Maratonu'nun benim için biraz problemli geçmesi ve Dalyan'ın hemen 1 hafta sonraya denk gelmesi benim için handikap oldu. Yaşadığım kramp problemi biraz uzun süreli oldu ve özellikle ayak tabanımda oluşan ödem yarış öncesi çok zorladı. Bir hafta önce koşulan 21km üzerine Dalyan'da 14km koşacaktım. Ancak bırakın koşmayı yürümekte bile zorluk çekiyordum. Kafamdaki plan startla beraber çıkıp 5k dönüşünden dönmek ve en azından gitmişken parkurda az da olsa vakit geçirmekti. Ancak öyle olmadı =)



Biz Dalyan'da otele yerleştikten sonra önce meydana gelip (ki zaten tek meydan var) maraton alanını ziyaret ettik. Kitlerimizi ve tshirtlerimizi aldıktan sonra bir şeyler yemeye gittik. Akşam aynı alanda nohut-pilav partisi olacağı için onun da planlamasını yaptık. Kahvaltı niyetine bir şeyler atıştırdıktan sonra kanallara geçip bir tekneyle anlaştık ve İztuzu plajına geçtik. Hava muhteşemdi ve deniz sezonu kapanışını güzel bir şekilde Dalyan'da yapmış olduk. Daha sonra nohut-pilav partisi için döndük. Gece Dalyan'da biraz daha dolaşıp çok geç olmadan yarışı da düşünerek odalarımıza geçtik. Klasik olarak yarış kıyafetlerimi geceden hazırlayıp heyecanla uyudum.



İnsanların hayatlarında bazı özel insanlar vardır. 20 yıla yakındır kardeş gibi olduğum Murat'la senelerce bir çok hikayemiz vardı. Bu sefer de dönüp dolaşıp aynı parkuru ilk paylaştığımız yarış oldu Caretta Run. Aslında daha önce 5km koşacağını söyleyen Sinem'i "tamam ya beraber koşarız o kadar yolu 5km için mi gideceksin?" diye ikna edip 14km için kayıt yapmasını sağlamıştım. Ancak öyle olmadı =) 



Sabah maraton alanında güzel bir ortam vardı. Hava da 20 derece civarında olunca yarış için herşey hazırdı artık. Ben 14km koşabileceğime ihtimal vermediğim için Murat'la startın en arkasından çıktım ve yavaş tempoyla bir 5km kadar onunla beraber koştum. Hem O'nun da temposunu kontrol edip parkura ısınmasını sağlamış oldum. Yalnız ben koştukça ayağımın altındaki ödem de ısındı ve ayağımın koştukça rahatladığını hissettim. İlk 5km 7:00 pace geçtikten sonra rahatladım ve biraz hızlanarak Murat'tan ayrıldım. Yalnız yarış başladıktan itibaren parkurdaki ortam, doğa inanılmazdı. Tarlaların, nar ağaçlarının arasında dağlara doğru koşmak, koştukça nefesimin açıldığını hissetmek çok iyi geldi. 



Asıl süpriz 6-7.km arasında göle geldiğimizde oldu. Sülüngür gölünün nefis manzarası bütün koşucular gibi beni de çok etkiledi. Bu manzara eşliğinde 9.km'ye kadar 5,30-6,00 pace arası koşarak hızlandım. 8.km de yine gölün yanından geçtim. 9.km den sonra klasik olarak dizimde ağrı hissedince yavaşladım ve bir 500m kadar yürüdüm. Dizimi dinlendirdikten sonra tekrar hızlandım ve bu sefer çok daha iyi hissediyordum kendimi. Son 4km 4,30-5,00 pace arasına düşerek parkurdaki keçilere meydan okumaya başladım ve çok sevdiğim gibi coşkulu bir finish yaptım. 1:25.00 dk benim için ideal zaman olmasa da sabah koşmayı bile düşünmediğim bir yarış için güzel bir hikaye oldu. 



Ertesi günün Cumhuriyet bayramı olması da tabi ki benim için çok başka bir motivasyon kaynağı idi. Böyle güzel bir günde bir sporcuya yakışan şekilde bir finish yapmak çok anlamlıydı benim için. Ulu Önderimiz Mustafa Kemal Atatürk'ün işaret ettiği sporcular olabilmek, bu ilkelerle spor yapıyor olduğumu bilmek büyük bir gurur benim için. Hayatım boyunca da spordan ve Atatürk ilkelerinden ayrı kalmayacağımı bilmek çok anlamlı.



Koşudan sonra biraz dinlendik ve yine bir tekneyle anlaşıp kükürt ve çamur banyolarının olduğu taraflarına gittik Dalyan'ın. Akşam da rakımızı içip güzel havanın, Dalyan'ın keyfini çıkarttık. Gece de Maraton Partisi vardı. Ona da uğradıktan sonra otele döndük. Sabah yine organizasyonun İztuzu plajında düzenlediği yogaya gittik Murat'la. Yoga etkinliğiyle birlikte Dalyan'a döndükten sonra artık bu maceranın da sonu gelmişti. Son derece yorucu bir yolculuğun ardından evimize döndük ve İstanbul maratonu hazırlıklarına başladık.



Bu koşuyla ilgili organizasyon için ayrı bir paragraf açmak istiyorum. Yaklaşık 3 yıldır koşu organizasyonlarına katılıyorum. Özellikle yurtdışında katıldığım yarışları organizasyonel olarak anlattım bu blogda. Dalyan Caretta Run ekibi de bence muazzam bir iş çıkardı. Yarış öncesi kitlerin dağıtımı, nohut pilav partisi, start-finish organizasyonları, parkur düzeni/ikramlar, maraton partisi ve İztuzu plajı yoga etkinliğiyle son derece yoğun bir program sorunsuz tamamlandı. Bu vesileyle tekrar teşekkür etmiş olalım. Yarış için verdiğimiz ücretin karşılığını fazlasıyla aldık. Bir terslik olmazsa 2019'da da yine Dalyan'da olmayı planlıyoruz.



2019 Barcelona Yarı Maratonu'nda görüşmek üzere...